Yılsonunda (Aralık ayında) dikkat edilmesi gereken konular
Vergi planlaması ve vergi takvimi açısından Aralık ayının ayrı bir önemi vardır. Bu ayda öteden beri mükellefiyeti devam edenlerin defter tasdiklerini yaptıracakları ay olması dışında aşağıda belirtilen hususları da göz önüne almalarında yarar vardır.
Yıl Sonu Sayımları (Envanter):
Gerçek mali durumu net olarak görebilmek için işletmeler açısından yapılması gereken önemli işlemler bulunuyor. Bunlardan birisi envanter, sene sonunda işletmenin kâr-zarar durumunun ortaya çıkarılması ve bilançonun hazırlanması aşamasında yapılması gereken teknik bir çalışmadır. Envanter işlemi muhasebe kayıtlarıyla gerçek durum arasındaki farkın ortaya konmasını sağlar. Diğer bir ifadeyle sene içerisinde satılmış, kırılmış, bozulmuş olan bir mal veya ödenmiş olan bir borç kayıtlarda hâlâ mevcut ve ödenmemiş görünüyor olabilir. Bu durum ancak sene sonunda yapılacak fiili ve kaydi envanter ile ortaya çıkacaktır. Zaten VUK’ nun 186’ncı maddesinde belirtildiği gibi, şirketlerin, bilanço günündeki mevcutlarını, alacaklarını ve borçlarını saymak, ölçmek, tartmak ve değerlemek suretiyle kesin bir şekilde ve müfredatlı olarak tespit etmek suretiyle döküm yapması kanun gereğidir.
Yazılı kayıtlar üzerinde yapılan çalışmalar neticesinde fiili envanterle olan farklılık sebepleri ve söz konusu farkın dayanağı bulunamıyorsa, mevcut yazılı kayıtlar fiili envantere göre düzeltilmelidir.
Envanter işleminden sadece stokların sayılması anlaşılmamalıdır. Bütün hesaplar için yapılması gereken envanter sonrasında ayrıntılı bir şekilde listeler, tablolar vs. düzenlenmelidir. Unutulmamalıdır ki işletmenin kârlılık durumunun doğru ve gerçekçi tespit edilmesi envanter ve değerleme işlemlerinin hatasız yapılmasına bağlıdır. Envanter yapılırken en azından aşağıdaki hususlara dikkat edilmesinde fayda var:
Fiili sayım; işletmenin yapısına göre her malı tasnif edip, her tür maldan kaç adet, kaç kilo, kaç metre olduğunun tespit edilerek envanter listesine alınması şeklinde yapılmalı. Listeler hazırlanırken malın işletme mülkiyetinde olup olmadığına bakılmalı. Yani satılmak üzere gönderilen fakat faturası düzenlenmemiş (konsinye) ve emanet mallarla satın alınıp kayıtlara yansıtılmış olduğu halde işletmeye henüz gelmemiş mallar envanter listesine dahil edilmeli. Öte yandan satılmış ve kayıtlara intikal ettirilmiş fakat henüz işletmeden çıkmamış mallarla emanet olarak işletmeye bırakılmış mallar envanter listesine dahil edilmemeli. Envanter neticesinde dönem başı stok + dönem içi alışlar = dönem içi satışlar + dönem sonu stok eşitliğinin sağlanması gerekiyor.
Kasa sayımı yapılmalı ve fiili durumla kaydi durum arasında fark bulunması halinde bu farkın sebebi araştırılarak gerekli düzeltme yapılmalıdır. Bu konuyla ilgili diğer bir önemli husus kasa bakiyesinin işletmenin büyüklüğüne ve iş hacmine göre yüksek kabul edilecek meblağda olmaması gerektiğidir. Birçok işletmede kasa hesabının günlük ihtiyaçları aşacak şekilde yüksek tutarda olduğu görülüyor. Bu gibi durumlarla karşılaşan inceleme elemanları bu kadar paranın kasada bulundurulamayacağını ve bu paraların işletme ortakları tarafından şahsi ihtiyaçlar için kullanıldığını kabul edecek, örtülü kazanç dağıtımı gerekçesiyle vergi ve ceza hesaplayacaklardır.
Kasadaki dövizler, alınan çekler, verilen çekler, bankalar, alıcılar, alacak senetleri, satıcılar, cari hesaplar, amortismanlar tek tek kontrol edilmeli ve ilişkili kişi veya kuruluşlarla (müşteri, satıcı, banka vs.) mümkünse yazılı olarak mutabakata varılmalıdır.
Bu yıl kullanılan defterlerin sene sonu itibarıyla yazdırılmasında fayda vardır. Bilgisayar ortamında tutulan bilgilerin silinme veya kaybolma riski unutulmamalıdır.
Sermaye Artırımları:
Kurumlar Vergisi Kanunu 12 inci maddesi gereği Örtülü Sermaye varlığının tespiti aşamasında dönem başı Özkaynakları dikkate alınmaktadır. Bu sebeple şirketlerin Aralık ayı içersinde ilişkili kişiler ile Takibeden yıl içersinde yapacakları işlemleri ve Özkaynak durumlarını göz önüne alarak yapılmalı, gerekiyorsa Sermaye Artırımlarını gerçekleştirerek tescil etmeleri yerinde olacaktır.
Örtülü Kazanç Dağıtımına İlişkin İşlemler:
Yıl içerisinde ilişkili kişiler ile yapılan tüm işlemler gözden geçirilmeli Transfer Fiyatlaması dosyaları hazırlanmalıdır.
Eleştiriye konu olabilecek fiyat düzeyleri var ise dönem sonu ciro primleri, dönem sonu kar paylaşım faturaları ile fiyat düzeyleri eleştirilmeyecek düzeye çekilmelidir.
İlişkili kişi;
Kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır.
3 yılı aşan Yenileme Fonları:
3 yıl önce satılan sabit kıymetlerin oluşturduğu yenileme fonunun kullanımına ilişkin 31.12.tarihine kadar ya sabit kıymetler satın alınmalı ve onların amortisman giderlerinden bu fonlar düşülmelidir. Yeni sabit kıymetler alınmıyor ise ilgili fon gelir tablosu hesaplarına intikal ettirilmelidir.
Sabit Kıymet Yatırımlar:
Ticari araç filolarını ve sabit kıymet yatırımlarını yenileme planları yapan şirketlerin 31.12.tarihine kadar alım yapmaları halinde bu yatırımlarda kıst amortisman uygulaması bulunmamasından dolayı tam amortisman ayrılacağından Cari yıl vergi planlamasında katkı sağlayacaktır.
Şüpheli Alacaklar:
Tahsili güçleşen alacaklarımız var ise bu alacaklar tespit edilmeli bu yılın vergi hesaplamalarında düşebilmek için en geç 31.12. tarihine kadar dava konusu yapılmalıdır.
Cari yıla ilişkin tüm faturalar kesilmeli
Uygulamada sıklıkla karşılaşılan konulardan biri de bilerek ya da bilmeyerek geç düzenlenen faturalardır.
Fatura geç düzenlediğinde alıcının hesaplarında dönem kaymasına sebep olabilir. Sıkı bir bütçeleme ve onay mantığı içinde çalışan şirketlerde izleyen yılda gelen faturalar sorun yaratabilir.
Cari yıla ilişkin faturalar alınmalı
Alınacak faturaların gecikmesi halinde, izleyen yılda gelen faturanın KDV sinin indirilmesi mümkün değildir.
Bu nedenle yılı düzgün kapatabilmek, bu yıla ilişkin kârınızı doğru tespit edebilmek için tüm gider/maliyet faturalarının gelip kayıtlara intikal ettiğinden emin olunmalıdır.
Karlılık yetersizse düzeltilmeli
İlişkili şirketlerle mal ve hizmet alımları nedeniyle oluşan kar emsale uygun mu değil mi izlenmeli, irdelenmeli. Şayet yetersizse ilişkili şirketlerden satın alınan mal ve hizmetlerle ilgili düzeltme yapılmalıdır. İlişkili şirket Yurt içindeki bir firma ise KDV li fatura düzenlemek gerekecektir.
Yurt dışındaki firma ise alacaklandırma notu (credit note) alınabilir. Mali İdare yakın zamana kadar verdiği yazılı görüşlerde bu tür belgeler için KDV uygulanmasına gerek yoktur diyordu. Ancak son zamanlarda yapılan incelemelerde bu konu eleştirilmeye başlandı.
KDV İşlemleri:
Katma Değer Vergisi kanunu gereği yıl dönümü önemli bir kıstastır. Yeni yılda önceki yıla ilişkin fatura ve fatura yerine geçen belgelerin indirim konusu yapılması söz konusu değildir. Bu sebeple özellikle satış elamanlarının elinde bulunan müşterilere intikal ettirilmemiş fiyat farkı, vade farkı vb iptali söz konusu faturalar, satın alma servislerinde faturaya dönüşmemiş irsaliye ve hizmet alımları sıkı bir şekilde takip edilip ilgili kişi ve servisler önceden uyarılmalıdır. Kur farkı, faiz vb işlemlere ilişkin işlemler ivedilikle tamamlanmalı ve aralık ayı içersinde fatura edilmelidir.
İmha edilen mallar
113 seri no’lu KDV Genel Tebliğinde, KDV Kanunu’nun 30/c maddesinde; deprem sel ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Dönem sonlarında imha edilen mallar ile ilgili düzeltmenin yapılıp yapılmadığına bakılması gerekmektedir. İmha edilen mal mevcut ise ve düzeltmesi de yapılmamış ise bu konuda mutlaka değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bu çerçevede, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 No’lu KDV beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkartılması gerekmektedir.
Bu konunun aksine hareket etmek isteyen firmaların beyannamelerini ihtirazı kayıtla vererek konuyu davaya taşıma ihtimalini değerlendirmeleri gerekmektedir.
Fireler
Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 23.06.2010 KDV-57 / 2010 -5 sayılı Sirküler’de, mallarda değer kaybının ve yüklenilen KDV’nin indirim hakkının üçlü bir ayrım çerçevesinde (zayi olma, kısmi değer düşüklüğü ve fire) değerlendirildiği görülmektedir.
Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak tanımlanmaktadır.
İmalat sırasında veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi olan mal kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin de düzeltilmesine gerek bulunmamaktadır.
Ancak, yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin de indirim konusu yapılması mümkün bulunmamakta ve düzeltilmesi gerekmektedir.
Bu konunun aksine hareket etmek isteyen firmaların beyannamelerini ihtirazı kayıtla vererek konuyu davaya taşıma ihtimalini değerlendirmeleri gerekmektedir.
Hurda satışları
KDV Kanununu 17-4-g maddesinde “metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıklarının tesliminin” KDV’den istisna tutulduğu belirtilmiştir. Söz konusu ürün gruplarının içeriği ilgili tebliğler ile açıklanmıştır.
KDV Kanunu’nun 30/a maddesine göre vergiden istisna edilmiş olan malların teslimi ile ilgili alış vesikalarında gösterilen ve maliyet içinde yer alan KDV indirim konusu yapılamaz. İstisna teslimin gerçekleştiği dönemde KDV’nin düzeltilmesi gerekmektedir.
KDV Kanunu’nun 18’inci maddesi kapsamında istisnadan vazgeçilmesi durumunda ise tevkifat yapılması gerekmektedir.
Çalınan veya kaybolan mallar
Çalınan/kaybolan malların KDV Kanunu’nun 30/c maddesi kapsamında zayi olan mal olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, çalınan/kaybolan mallar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin indirim konusu yapılmaması, indirilmiş ise ilgili dönemde hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.
KDV Kanunu’nun 30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları’na göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
İthal Ürünler İle İlgili Gelen Fiyat Farklarında KDV
İthal ürünler ile ilgili olarak yılsonlarında gelen fiyat farkı faturalarında KDV ve gümrük vergisinin irdelenmesi gerekmektedir.
İhraç Kayıtlı teslimler İle İlgili KDV
3065 sayılı KDV Kanunu’nun 11. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde gerekli düzenleme yapılmış ve İhraç Kaydıyla Satışlarda teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içerisinde ihracatın yapılması ile KDV istisnasından faydalanacağı hükme bağlanmıştır. İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilmesi gereken KDV, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra mümkün olmaktadır
Söz konusu teslimler ile ilgili muhasebe kaydının ve takibinin düzenli olarak yapılması gerekmektedir. 192 hesap ile 392 hesabın karşılıklı çalıştırılması, tecil-terkin işleminin zamanında yapılması, iade alınması durumunda hesapların düzeltilmesi gerekmektedir.
Devreden KDV
Yıl sonunda;
- KDV hesaplarının kapanmış olduğunu,
- Devreden KDV tutarının KDV beyannamesi ile uyumlu olduğunu
tespit ettikten sonra Devreden KDV ile ilgili
olarak, yıl başındaki Devreden KDV ile yıl sonundaki Devreden KDV arasındaki farkın artması durumunda nedeninin mutlaka araştırılması gerekmektedir.
Devreden KDV’si bulunan firmaların istisnalı işlemleri var ise ve de KDV iade almamışlar ise iade almaları hususu değerlendirilmelidir. Eğer ki alınan iadenin düşüklüğünden şüpheleniliyorsa, bu konunun da araştırılması gerekmektedir.
Sorumlu Sıfatı İle KDV
Dönem sonunda işlemlerin kontrolünde tevkifatın doğru hizmetler ile ilgili olarak doğru şirketlere yönelik yapılıp yapılmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir. Alt taşeronlara yaptırılan yapım işlerinde de tevkifat yapılacağı unutulmamalıdır.
Tevkifatlı fatura düzenlenmiş ise bunların KDV beyannamesinde beyan edilip edilmediği, beyan edilmiş ise beyanın doğruluğu kontrol edilmelidir.
Yılsonu değerlendirmelerinde 2 No’lu KDV beyannamelerinin zamanında ve düzgün şekilde verildiğinin kontrol edilmesi gerekmektedir.
İade hesabı ile KDV Beyannamesinin Uyumu
KDV Beyannamesinin;
- Tam istisna kapsamına giren işlemler,
- Diğer iade hakkı doğuran işlemler,
- İhraç kayıtlı teslimler
bölümlerinde yer alan istisnalara ilişkin “İadeye Konu olan KDV/Yüklenilen KDV” rakamlarının; şirketin defter kayıt ve belgelerine istinaden hesaplanan iade rakamları ile uyumluluğu kontrol edilmelidir.
Tenzil ettirilen tutarlarla ilgili düzeltmeler yapılmalıdır.
Muhasebe standartları
Kamu gözetimi Muhasebe ve denetim Standartları Kurumunca yapılan duyuru gereğince, 1/1/2013 tarihi ve sonrasında başlayan hesap dönemlerine ilişkin;
- 660 sayılı KHK’de belirtilen kamu yararını ilgilendiren kuruluşlar.
- 6102 sayılı Kanunun 397 inci maddesi çerçevesinde Bakanlar Kurulu kararıyla bağımsız denetime tabi olacaklar, (Bunların hangi şirketler olduğu daha sonra kurulca belirlenecektir.)
ve
- 6102 sayılı Kanunun 1534 uncu maddesinin ikinci fıkrasında” sayılan
a) 1523 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkralarında tanımlanan, büyük ölçekli sermaye şirketleri ile bunların konsolidasyon kapsamına giren bağlı şirketleri, iştirakleri ve şirketler toplulukları,
b) Sermaye Piyasası Kanununa göre, ihraç ettikleri sermaye piyasası araçları borsada veya teşkilatlanmış diğer bir piyasada işlem gören şirketler, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri ve konsolidasyon kapsamına alınan diğer işletmeler,
c) Bankacılık Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan bankalar ile bağlı ortaklıkları,
d) 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununda tanımlanan sigorta ve reasürans şirketleri,
e) 28/3/2001 tarihli ve 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda tanımlanan emeklilik şirketleri,
münferit ve konsolide finansal tablolarını UFRS’ ye uygun hale getirmek zorundadır.
Yukarıdaki kapsama dahil olmayanlar için Kurumca bir belirleme yapılıncaya kadar yürürlükteki mevzuatın uygulanmasına devam edilecektir.
Defter Tasdiki
Öteden beri vergi mükellefiyeti devam edenlerin VUK nun 176 ve müteakip maddeleri gereğince tutmak zorunda oldukları defterlerini tasdik ettirmeleri gereken aydır.
Bu nedenle defter tasdiki ile ilgili bilinmesi gereken bazı konuları hatırlamakta yarar vardır.
Tasdike tabi Defterler
- Yevmiye ve envanter defterleri; (I ‘inci sınıf tüccarlar – Bilanço esası)
- İşletme defteri; (2 inci sınıf tacirler)
- Çiftçi işletme defteri; (Zirai işletme hesabına göre defter tutan çiftçiler)
- Yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri; (Yabancı nakliyat kurumları veya bunları Türkiye’de temsil eden şube veya acenteleri)
- Serbest meslek kazanç defteri;
- Anonim şirketlerde damga vergisi defterinin (kolektif ve adi komandit şirketler ile bilanço usulüne göre defter tutan mükellefler isteğe bağlı olarak tuttukları damga vergisi defterleri dahil)
Ayrıca, 6102 sayılı TTK nın 6335 sayılı kanunla değişen 64 üncü maddesi gereği
- Defteri kebir, Pay defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defterleri de tasdike tabi defterler arasındadır.
ray ban sunglasses
prima classe alviero martini
mulberry purse
occhiali da vista gucci
birkin hermes prezzo
gucci borse
mcm purse
timberland scarpe
michael kors crossbody