Yemek faturalarında yer alan bedellerin KV ve KDV açısından gider yazılıp yazılmayacağı
Günümüzde şirketler faaliyetleri ile ilgili olarak mal ve hizmet alımında veya satımında bulundukları firmaların sahipleri ve temsilcilerini misafir ederek ağırlamakta ve ikramda bulunmaktadırlar.
Temsil ve ağırlama giderleri içerisindeki yemek faturalarında yer alan bedellerin gider yazılıp yazılamayacağı ile yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hususlarında,
Gelir İdaresince verilen 31.07.2013 tarih ve 35831311-İndirimler-10 sayılı özelge aşağıda özetlenmiştir.
Kurumlar Vergisi Yönünden;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safı kazancın tespitinde indirilebileceği belirtilmiştir.
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, Gelir Vergisi Kanununda ve Kurumlar Vergisi Kanununda sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler dışında kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan giderlerdir ve bunlara işletme gideri de denebilir.
Yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için, söz konusu giderlerle kazancın elde edilmesi ve idamesi arasında doğrudan ve açık bir illiyet bağının bulunması ve işin önemi ölçüsünde yapılması gerekmekte olup, bu mahiyette olmayan giderlerin ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, temsil ve ağırlama gideri olduğu belirtilen yemek harcamalarının;
- İşle ilgili olması,
- İşin önemi ölçüsünde yapılması,
- Kişisel ihtiyaçlar kapsamında keyfi olarak yapılan harcamalar olmaması,
Şartıyla, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkündür.
Katma Değer Vergisi Yönünden;
KDV Kanununun, 1/1 inci maddesinde; Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu, aynı maddenin ikinci fıkrasında; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanununun 29/1-a maddesi ile mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den, faaliyetlerine ilişkin olarak; kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi indirebilmelerine imkan tanınmış, ancak 30 uncu maddesinin (d) bendinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun “İndirimin Belgelendirilmesi” başlıklı 34 üncü maddesinde; yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait KDV’nin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hükmü bulunmaktadır.
Buna göre, kurum kazancının tespitinde indirimi kabul edilen temsil ve ağırlama giderleri kapsamında yapılan teslim ve hizmetlere (yemek bedeli) ilişkin KDV’nin fatura ve benzeri vesikalarda gösterilmesi halinde, indirim konusu yapılması mümkündür.