Yurt dışı internet sitelerinde reklam yayımlamak
20 Temmuz 2020 Sirkü 1457
Günümüzde satış ve pazarlamanın en etkili aracının reklam faaliyetleri olduğu bir gerçektir. Bununla birlikte marka olmak, ürettiği mal ve hizmeti yurt dışında da satmak ve dolayısıyla yurt dışında da bilinilirliğini artırmak firmalar için büyük önem arz etmektedir.
Bu nedenle yurt dışında yeni müşterilere ulaşmak isteyen firmalar için farklı dil seçeneklerinde aynı anda birden çok ülkede reklam kampanyası düzenlenmek kaçınılmazdır.
Ulusal alanda olduğu gibi, uluslararası alanda reklam vermek isteyenler, teknolojik imkânlardan yararlanmakta ve internet siteleri üzerinden reklam vererek, en uzak mecralara kadar erişim sağlayabilmektedirler.
Bu amaca yönelik hizmet sunan veya buna aracılık eden yurtdışı mukim firmalar mevcuttur.
Yurtdışında verilecek reklamlara ilişkin destek ve teşvikler de bulunmaktadır. Örneğin Yurtdışı reklam ve tanıtım desteği (Ticaret Bakanlığı tarafından verilmektedir.) verilmektedir.
Ayrıca, İhracata Yönelik Devlet Yardımları hakkındaki Karara ait teşviklerde mevcut olduğu gibi Türkiye’de tescilli markanın yurt dışından tescil ettirilmesine ilişkin; marka/patent bürosu hizmet, danışmanlık giderleri, markanın o ülkede başka bir şirket adına tescil ettirilip ettirilmediğine ilişkin olarak yapılacak araştırma, inceleme vb. Yurt dışında tescil ettirilmiş markalarının korunmasına ilişkin avukatlık vb. giderler de desteklenmektedir.
Yurt dışında internet sitelerinde reklam hizmeti sunan firmalarca söz konusu reklam hizmetine ilişkin olarak düzenlenecek faturalarda genellikle reklam verilen ilgili ülke detayı ile birlikte ücretlendirme yapılmaktadır. Dolayısıyla bu kapsamda yurt dışı mukim firmalara yapılacak ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılıp yapılmayacağı konusu önem arzetmektedir.
Bu konu Hakkındaki yasal mevzuatı irdelediğimizde;
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3. maddesinin ikinci fıkrasında;
Kanun’un 1. maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayanların (Dar mükelleflerin), sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceği hükme bağlanmıştır,
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinde ise dar mükellefiyete tâbi kurumların maddenin birinci fıkrasının bentlerinde yer alan kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dâhil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından %15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı öngörülmüş olup söz konusu kesinti oranları 03.02.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenmiştir.
19.12.2018 tarih ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 18.12.2018 tarih ve 476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı eki Kararın 1. maddesinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin birinci fıkrasında ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasında sayılanlara internet ortamında verilen reklam hizmetlerinin vergi kesintisi kapsamına alınmış olduğu, bu hizmetlere ilişkin olarak hizmeti verenlere veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık edenlere yapılan ödemelerden, ödeme yapılan kişilerin mükellef olup olmamasına bakılmaksızın yapılan ödemelerden %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerektiği yönünde düzenleme yapılmıştır.
Dolayısıyla, internet ortamında verdikleri reklam hizmetlerine ilişkin olarak bu hizmeti veren veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık eden dar mükellefiyete tabi kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesine göre %15 oranında vergi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Öte yandan Yurtdışındaki müşterilere yönelik olarak yurt dışında yayınlanan internet ortamında reklam hizmetlerine ilişkin olarak yurtdışı mukim aracı kurumlara yapılacak ödemelerden ise yine 476 sayılı karar gereği vergi kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Ancak 07.12.2019 tarih ve 30971 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Dijital Hizmet Vergisi İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 3. maddesinin ikinci fıkrasına göre mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, iş yerinin, kanuni ve iş merkezlerinin bulunmaması hâlleri ile gerekli görülen diğer hâllerde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi işlemlere taraf olanlar ile işleme ve ödemeye aracılık edenleri verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan Kanun ile dijital hizmet vergisi getirilerek, Türkiye’de hizmet veren dijital hizmet sağlayıcıların/firmaların aşağıdaki hizmetleri için %7,5 vergi ödemesi gerektiğine hükmedilmiştir;
a) Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri (reklam kontrol ve performans ölçüm hizmetleri, kullanıcılarla ilgili veri iletimi ve yönetimi gibi hizmetler ile reklamın sunulmasına ilişkin teknik hizmetler dâhil)
b) Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin (bilgisayar programları, uygulamalar, müzik, video, oyunlar, oyun içi uygulamalar ve benzerleri dâhil) dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler
c) Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri (kullanıcılar arasında bir mal veya hizmetin satılmasına veya satılmasının kolaylaştırılmasına yönelik sunulan hizmetler dâhil)
Ayrıca yukarıda sayılan hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir.
Özetle;
– Internet ortamında verdikleri reklam hizmetlerine ilişkin olarak bu hizmeti veren veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık eden dar mükellefiyete tabi kurumlara yapılan ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesine göre %15 oranında vergi kesintisi yapılması,
– Yurtdışındaki müşterilere yönelik olarak yurt dışında yayınlanan internet ortamında reklam hizmetlerine ilişkin olarak yurtdışı mukim aracı kurumlara yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmaması,
Gerekmektedir.
Ayrıca, 7194 sayılı kanun gereği;
Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmetleri – Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin dijital ortamda satışı ile bu içeriklerin dijital ortamda dinlenmesine, izlenmesine, oynanmasına veya elektronik cihazlara kaydedilmesine veya bu cihazlarda kullanılmasına yönelik dijital ortamda sunulan hizmetler – Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri,
ve
bu hizmetlere yönelik dijital ortamda dijital hizmet sağlayıcıları tarafından verilen aracılık hizmetlerinden elde edilen hasılat da dijital hizmet vergisine tabidir.
Hatırlatma:
Sirkülerimiz bilgilendirme amaçlı olup belirli bir konu hakkında genel çerçevede bilgi vermek amacını taşıdığından içerikten kaynaklanan veya içeriğe ilişkin ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
Bu sirkümüzde yer verilen bilgiler yazının tarihi itibarıyla geçerli olup, yazı tarihinden sonra gerçekleşebilecek yasal değişiklikler, gelişecek uygulamalar ve yargı kararları ileride farklı düzenlemeleri ve değerlendirmeleri gerektirebilmektedir.
Bu nedenle konular ile ilgili karar vermeden önce profesyonel bir danışmandan görüş ve destek alınması tavsiye olunur.