Mali açıdan yıl sonunda dikkat edilmesi gereken konular

26 Aralık 2020     Sirkü 1497

Takvim yılının biteceği şu günlerde şirketler için önemli olan bazı konuların yöneticilere hatırlatılmasında fayda olduğu düşünülmektedir. Her firmanın kendine özgü sorunları ve dikkat etmesi gereken konuları olmakla beraber genel olarak vergisel açıdan sorun yaşamamak için asgari ölçüde aşağıdaki açıklamalara dikkat etmelerinde yarar vardır.

1-Kasa ve Ortaklar cari hesabı 

Dönem sonunda yüksek bakiye veren 100 Kasa Hesabı ve 131 Ortaklardan Alacaklar hesabı için adat hesaplanması gerektiği unutulmamalı ve bu tutar dönem sonunda ilgili ortağa fatura edilmelidir. Kasa adatında dikkat edilecek husus, kasa hesabı bakiyesinin toplamı faiz hesabında dikkate alınmamalı, işletmenin günlük ihtiyacı olan ve normal olarak kabul edilebilecek bir kasa tutarı tespit edilmeli ve bu tutarın üzerinde kalan bakiyeler faiz hesabında dikkat alınmalıdır.

2- Geçmiş yıl zararı, 

Geçmiş yıllarda zarar söz konusu ise bilindiği üzere her yıla ilişkin tutarlar ayrı ayrı gösterilmek ve 5 yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararları kurum kazancından indirilebilmektedir. Bu zararlar indirim imkanının doğduğu ilk hesap döneminde kurum kazancından düşülmelidir. Bu hak kullanılmaz ise izleyen dönemlerde indirim hakkı ortadan kalkacaktır.

3- Transfer fiyatlandırması açısından durumunuzu kontrol edin

Grup şirketi iseniz, Grubunuzdaki diğer şirketlerden mal ve veya hizmet alıp satıyorsanız, emsale uygun kâr etmiş olmanız gerekli. Zarardaysanız mutlaka durumunuzu iyi irdeleyin. Düzeltme imkanlarını araştırın ve yılı kapamadan yapmaya çalışın.

Eğer Geçmiş yıllara göre mukayese edildiğinde kârınız veya fiyatlarınızda değişiklikler varsa, farklı bir uygulama yapıyorsanız iktisadi gerekçeleri ile ayrıntılı bir şekilde izah edebilir olmanız gerekmektedir.

4- Yurt dışına yaptırdığınız ödemeleri stopaj ve KDV açısından kontrol edin

Yurt dışına yaptığınız ödemeler stopaja ve sorumlu sıfatıyla KDV ye tabi tutuluyorsa büyük ölçüde rahatsınız. KDV uygulamamışsanız büyük bir ihtimalle hata yapıyor olabilirsiniz.

Stopaj uygulamıyorsanız, stopaj uygulanıp uygulanmayacağı konusundan emin olmanızda fayda var.

5- Devreden KDV rakamınızı kontrol edin

Devir KDV rakamları yüksekse bir analiz yaptırıp, bu biriken rakamlar içinde iade alınabilecek tutarlar olup olmadığını kontrol ettiriniz.

6- Ciro primleri konusunda ne yapacaksınız?

Cari dönem ile ilgili ödeyeceğiniz ciro primlerinin faturalarını almaya ve en geç Aralık beyanına dahil etmeye çalışın.

Öte yandan sizin tarafınızdan düzenlenmesi gereken ciro primi faturaları için de bu durum geçerli. Siz ciro primi faturalarının izleyen yıl tarihli düzenleseniz bile bir önceki yılla ilişkili olduğu için önceki yıl geliri olarak dikkate almak zorundasınız.

7- Şüpheli alacakları kontrol ediniz

Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;

Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;

Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;

Şüpheli alacak sayılır.

Buna göre, bir alacağın şüpheli alacaklar olarak kaydedilebilmesi için; bu alacağın ticari ve zirai nitelikte olması gerekmektedir.

Şüpheli hale gelmiş alacaklarınızı karşılık yolu ile gider yazacaksanız yılsonuna kadar icra ya da dava yoluyla takibine başlamanız gerekiyor.

Problemli hale gelmiş alacaklarınız için takibe başlamamışsanız karşılık ayırsanız bile vergi matrahından düşeme imkânınız yok bunu unutmayın.

Alacaklar için şüpheli hale geldiği yılda karşılık ayrılmalıdır. Mali idare alacağın şüpheli hale geldiği yılda ayrılmayan karşılıklar için sonradan karşılık ayrılamayacağı yönündedir.

Şüpheli hale gelen alacaklar için teminat olup olmadığı araştırılmalıdır. Teminat varsa karşılığın teminatsız kısım için için olanı gider yazılmalı, teminatlı kısım için karşılık ayrılmışsa bu tutar KKEG olarak dikkate alınması gerektiği hususuna dikkat edilmelidir.

8- Reeskont yapacaksanız alacaklarınız senetli olmak zorunda

Yıl sonunda mevcut alacaklarınızla ilgili reeskont yapabilmenin tek yolu senede bağlanmış olmasıdır.

Çeklerin reeskonta tabi tutulmasına olanak verildiğinden, alınan çekler ile verilen çeklerin reeskonta tabi tutulması halinde oluşan farklar, vergilemede gelir veya gider olarak dikkate alınmalıdır.

Alacak ve borç senetleri istenirse reeskonta tabi tutulabilir. Alacak senetleri reeskonta tabi tutulması halinde borç senetleri de mutlaka reeskonta tabi tutulmalıdır. Senetlerde faiz oranı belli değilse, T.C. Merkez Bankası reeskont oranı uygulanarak gerekli kayıtlar yapılmalıdır.

Reeskont Hesaplama Formülleri:

a.İç İskonto Formülü:

Reeskont Tutarı = Nominal değer x Faiz oranı x Gün sayısı / 36 000 + (Faiz oranı x Gün sayısı)

b.Peşin Değer Formülü:

Peşin değer = Nominal değer x 36 000 / 36 000 + (Faiz oranı x Gün sayısı)

Yabancı para birimi üzerinden düzenlenen alacak ve borç senetleri de yukarıda belirtildiği şekilde reeskonta tabi tutulabilir. Senetlerde faiz oranı belli edilmemiş ise, Londra bankalar arası faiz oranı (LIBOR) esas alınmalıdır.

9- Mutabakatlara dikkat

Alacaklarınız, borçlarınız ve tüm banka hesaplarınız için mutabakat yapın. Böylelikle düzenlediğiniz faturanın karşı tarafın kayıtlarına girdiğinden emin olursunuz.

Aynı zamanda size düzenlenen faturaların da kayıtlarınıza intikal edip etmediğinin bir kontrolü olur. Ayrıca Şirkette bir yolsuzluk varsa çoğu zaman mutabakat farkları bunun sinyali olabilir.

10- Fatura envanteri yaptırın

Şirketlerinizin faturaları adeta bankalardan aldığınız çek defteri gibidir. Boş da olsa dolu da olsa faturalarınıza kıymetli evrak muamelesi yapın. Bunun için de yılsonlarında bir fatura envanteri yapmakta fayda var.

11- Envanter yapın

Şirkette yılda bir yapılacak fiili kontrolü ciddiye alın. Ciddi yapılacak sayımlar ve sayım sonuçlarıyla defter ve belgelerin uyumunun kontrolü çok önemlidir. Her zaman bir şeylerin göstergesidir.

Stok sayımında fiili durum ile kaydî durum karşılaştırılarak noksanlık veya fazlalık varsa nedeni araştırılmalı ve katma değer vergisi de dikkate alınarak gerekli düzelme işlemleri yapılmalıdır.

Stok sayım ve değerlemesinden sonra satılan malın maliyeti tespit edilerek kayıtlara alınmalıdır.

Stoklarda varsa değer düşüklüğü bununla ilgili olarak takdir komisyonuna başvurup gerekli karar alınmalıdır.

Yıl içinde A.T.İ.K. alınmışsa, bunların alımıyla ilgili olarak yılın sonuna kadar oluşan kredi faizi, kur farkı, vade farkı vs. giderler ilgili iktisadi kıymetin maliyetine eklenmelidir.

01.01.2004 tarihinden önce aktifleştirilen iktisadi kıymetlerin cari yıla ilişkin amortismanları eski usul ve esaslar çerçevesinde, 01.01.2004 tarihinden sonra aktifleştirilen iktisadi kıymetlerin cari yıl amortismanları ise, Maliye Bakanlığınca ilan edilen oranlar dikkate alınarak hesaplanmalıdır.

Kasa sayımı yapılarak kaydi durumla fiili durum karşılaştırılmalı farklılık varsa gerekli araştırma yapılıp kayıtlara alınmalıdır

12- ATİK leri kontrol edin 

Yıl içinde alınan binek otomobilleri için kıst amortisman uygulamasına dikkat edilmelidir. Yıl içinde satılan A.T.İ.K. nedeniyle ayrılmış bulunan amortismanlar satış esnasında dikkate alınmalıdır.

Satılan A.T.İ.K. ile ilgili olarak oluşan kar, gerekli şartlar sağlanmışsa yenileme fonu hesabına aktarılmalıdır.

Zarar gören A.T.İ.K. ile ilgili olarak alınan sigorta tazminat bedeli iktisadi kıymetin değerinden fazla olan kısmı, gerekli koşulların varlığı halinde yenileme fonu hesabına atılmalıdır.

Kıst amortismana tabi iktisadi kıymetlerin, amortisman süresinin son yılında, ayrılmayan ilk yıla ilişkin amortisman tutarının gider kaydı yapılmalıdır.

13- Değerlemeler 

Döviz kasası Maliye Bakanlığınca belirlenen kurlar esas alınarak değerlenmeli ve gerekli kayıtlar yapılmalıdır.

Bankadaki döviz hesapları Maliye Bakanlığınca belirlenen kurlar esas alınarak değerlenmeli ve kayıtları yapılmalıdır.

Bankalardaki vadeli mevduat hesaplarının dönem sonu itibariyle hesaplanan faiz tutarlarının gelir kaydı unutulmamalıdır.

Kullanılan banka kredileri ile ilgili olarak dönem sonuna kadar oluşan faiz tutarı hesaplanıp gider kaydedilmelidir.

Aktifte kayıtlı bulunan;

  • Hisse senetleri,
  • Fon portföylerinin %51’i Türkiye’de kurulu bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri,

alış bedeli ile değerlenmelidir.

Yukarıda sayılanlar dışındaki tüm menkul kıymetler borsa rayici ile değerlendirilmelidir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayici muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılması halinde, değerlendirmeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedelinin vadede elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye ilişkin kısmı eklenmek suretiyle tespit edilmelidir.

Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetler alış bedeli ile değerlemesi yapılmalıdır. 

14- Kara listede misiniz (Özel esaslar)?

Zaman zaman müşaviriniz vasıtasıyla vergi idaresinin kara listesinde (KDV kod listesi) olup olmadığını kontrol ettirmenizde fayda var.

15- Kara listedekilerle (Özel esaslara tabi mükelleflerle) alışverişiniz var mı?

Vergi idaresinin Kara listesindeki (KDV iadesi kod listesi) müşterilerinizle alışveriş konusuna da çok dikkat etmek gerekiyor. Kesinlikle alınan veya satılan mallar irsaliyeli, faturalı, ödemeleri ise banka vasıtasıyla olmalı. Mümkünse bu müşterilerle çalışmamaya özen gösterilmeli.

16- Borcunuz var mı?

Yılsonunda internet vergi dairesi kayıt ve imkânını kullanarak vergi dairesindeki durumunuzu kontrol ettirin. Bunu sosyal güvenlik borçları için de yapabilirsiniz.

Unutmayın kamu borçları nedeniyle bir yönetici olarak kişisel mal varlığınızla takip edilebilirsiniz. 

17- Kota tutturma çabası ile suni faturalar kesilmesine müsaade etmeyin

Birçok şirkette şu sıralar kota telaşı başladı. Bu nedenle de satış bölümleri bütçelerini/hedeflerini tutturabilmek için bayilere, tahsilât kolaylıkları da sağlayarak satış yapmaya çalışıyorlar. Oysa bu satışın en azından KDV sinin izleyen ay ödenmesi gerekiyor.

Dolayısıyla hedefleri tutturma yarışı içinde, aslında gerçek olmayan performans sergilenmiş gibi görünebilir ve bir de finansal yük oluşabilir buna dikkat edilmeli.

18- Bu yıla ilişkin tüm faturalarınızı kestiniz mi?

Uygulamada sıklıkla karşılaşılan konulardan biri de bilerek ya da bilmeyerek geç düzenlenen faturalardır.

Fatura geç düzenlediğinde alıcının hesaplarında dönem kaymasına sebep olabilir. Sıkı bir bütçeleme ve onay mantığı içinde çalışan şirketlerde izleyen yılda gelen faturalar sorun yaratabilir.

19- Bu yıla ilişkin faturalarınızı aldınız mı?

Alınacak faturaların gecikmesi halinde, izleyen yılda gelen faturanın KDV sinin indirim konusu yapılması sorun yaratabilir.

Bu nedenle yılı düzgün kapatabilmek, bu yıla ilişkin kârınızı doğru tespit edebilmek için tüm gider/maliyet faturalarının gelip kayıtlara intikal ettiğinden emin olun.

20- Defterleriniz yetecek mi?

E- defterde olmayan mükellefler için eskiden beri gelen kötü bir alışkanlıkla nedense defterler zamanında basılmaz. İhtiyaç hasıl olduğunda da bir sürü aksilik yaşanır. Boş defterler bulunamaz, basmaya kalkılır yetmez vs.

Bu çok basit konu dahi başa büyük belalar açabilir. Birçok şirket defteri sonradan basmaya kalktığında defterin yetmediğini görmüş, bunun üzerinde elindeki defterin arka yüzüne de basmak zorunda kalmıştır.

Vergi idaresi de arka tarafa kaydedilen kayıtları yok sayarak cezalı işlem yapmaya kalmıştır.

Sadece basit bir önlemle, kontrol ederek, sorarak böylesi gereksiz bir sıkıntıdan kurtulabilirsiniz.

21- e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-Defter Başvurularının Yapılması

2018 hesap dönemi brüt satış hasılatı 10 Milyon TL ve üzeri olan mükelleflere: İlgili hesap dönemine ilişkin gelir/kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihi takip eden hesap döneminin başından itibaren (normal hesap dönemine tabi olanlar için bu tarih 1/1/2020’dir),

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan lisans alan mükelleflere (Bayilik lisansı olanlar, münhasıran bu lisansa sahip olmaları nedeniyle bu bent kapsamında değerlendirilmeyecektir.) Lisans aldıkları tarihi izleyen hesap döneminin başından itibaren (lisans alma tarihi ile izleyen hesap dönemi arasındaki sürenin üç aydan kısa olması halinde isteyen mükellefler açısından bir sonraki hesap döneminin başından itibaren)

4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa ve ithal eden mükelleflere, Mükellefiyet tesis ettirdikleri tarihi izleyen hesap döneminin başından itibaren (mükellefiyet tesis tarihi ile izleyen hesap dönemi arasındaki sürenin üç aydan kısa olması halinde isteyen mükellefler bir sonraki hesap döneminin başından itibaren),

e-Fatura ve e-Defter uygulamalarına geçme zorunluluğu getirilmiştir.

2018 ve 2019 Hesap dönemleri brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 5 Milyon TLyi geçen mükellefler 01/07/2020 Tarihinde zorunlu olarak

e-Faturaya geçmek zorundadır. 

Brüt satış hasılatı (veya satışları ile gayrisafi iş hasılatı) 5 Milyon TL yi 2020 yılı ve takip eden hesap dönemlerinde geçen mükellefler ilgili yılı takip eden yılın 7.ayından (2021 yılı) itibaren e-fatura kullanmak zorunda olacaklardır.

509 Nolu VUK Genel Tebliği ve 3 sıra nolu e defter genel tebliğine göre aşağıda sayılan mükelleflerin e-Defter uygulamasına dâhil olmaları zorunludur.

1- e-Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğu bulunan mükellefler.

2- TTK nun 397 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bağımsız denetime tabi olan şirketler.

Başkanlık, yapılan analiz veya inceleme çalışmaları neticesinde riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük olduğu tespit edilen mükellefleri veya mükellef gruplarını faaliyet, sektör ve ciro tutarına bağlı olmaksızın, yazılı bildirim yapmak ve geçiş hazırlıkları için en az 3 ay süre vermek suretiyle e-Defter uygulamasına geçme zorunluluğu getirmeye yetkilidir. Kendisine yazılı bildirim yapılan mükelleflerin, yazılı bildirimde belirtilen süreler içinde e-Defter uygulamasına dâhil olması gerekmektedir.

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar ile iktisadi kamu kuruluşlarının e-Defter uygulamasından yararlanma zorunluluğu bulunmamakla birlikte isteğe bağlı olarak uygulamaya dâhil olabilirler.

17/12/2017 tarihli ve 30273 sayılı Resmî  Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 486) ile usul ve esasları belirlenen Defter Beyan Sistemi kapsamı dışında kalan mükelleflerin de istemeleri halinde e-Defter uygulamasına dâhil olması mümkündür. e-Defter uygulamasına isteğe bağlı olarak dâhil olanlar, başvurularını izleyen ayın başından itibaren defterlerini e-Defter olarak tutabilirler.

e-Defter uygulamasına geçme zorunluluğu olduğu belirtilen mükellefler; tam bölünme, birleşme (devralma şeklinde birleşme ve yeni kuruluş şeklinde birleşme) veya tür (nev’i) değişikliğine gitmeleri halinde devrolunan veya birleşilen tüzel kişi mükellefler ile tam bölünme veya tür (nev’i) değişikliği sonucunda ortaya çıkan yeni tüzel kişi mükellefler elektronik defter uygulamasına geçmek zorundadır. Uygulamalara geçme süresi hiçbir koşulda işlemin ticaret siciline tescil tarihini izleyen ayın başından itibaren 3 ayı geçemez.

e-Defter uygulamasına dâhil olma zorunluluğu bulunan mükelleflerden;

1- e-Fatura uygulamasına geçiş zorunluluğu bulunan mükellefler, e-Fatura uygulamasına geçiş süresi içinde (e-Fatura uygulamasına yıl içinde zorunlu olarak geçen mükellefler bakımından izleyen yılın başından itibaren),

2- TTK nun 397 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bağımsız denetime tabi olan şirketler 1/1/2020 tarihinden itibaren, 2020 ve müteakip yıllarda bağımsız denetime tabi olma şartlarını sağlayan mükellefler ise şartların sağlandığı yılı takip eden yılın başından itibaren,

e-Defter uygulamasına geçmek ve edefter.gov.tr adresinde format ve standardı belirlenen defterleri e-Defter olarak tutmak zorundadırlar.

Zorunluluk getirildiği halde e-Defter uygulamasına süresi içinde geçmeyen mükellefler hakkında Vergi Usul Kanununda öngörülen cezai hükümler uygulanır.

22- Yeni yıla ilişkin tüm defterler tasdik edildi mi?

E- defter kapsamında olmayan mükellefler defter tasdiki kısmen ya da tamamen zaman zaman unutulabilmektedir. Muhasebenizden tasdiklerin yapılıp yapılmadığını mutlaka araştırın.

Elektronik defter mükellefleri, hem yevmiye defteri hem de defteri kebir için zamanında mükellefiyetlerini başlatmış olmak zorundadırlar.

Elektronik defterlerin, ait olduğu ayı takip eden üçüncü ayın son günü saat 24:00’e kadar GIB sistemine yüklenmiş ve GIB onaylı beratlarının alınmış olması gerekmektedir. İlk aya ait defter transferi açılış onayı yerine geçmektedir. Son aya ait defter ise gerçek kişi mükelleflerde son ay defteri için de takip eden üçüncü ayın sonuna kadar GIB onaylı berat alınması zorunlu iken kurumlar vergisi mükellefleri için kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayın son günü saat 24:00’e kadar da son defterin sisteme yüklenme ve onaylı berat alma işleminin tamamlanmış olması gerekir. Böylece son ay defterinin transferi ile kapanış tasdiki tamamlanmış olur.

23- Vergiyi azaltmak için fatura toplamaktan kaçının

Dönem sonlarında daha da yoğunlaşan bir başka çaba da belgelenememiş giderleri belgeleyebilmek, şirket içindeki yolsuzlukları örtebilmek veya oluşan fazla kârları aşağıya çekebilmek vb. birçok gerekçeyle başlayan “sağlam fatura” arayışıdır.

Muteber olduğu iddia edilen firmalar tarafından düzenlendiği iddia edilen faturalar, faturadaki KDV tutarı ödenerek satın alınmaya çalışılıyor olabilir.  Bunlar artık eski dönem yaklaşımları. Bilin ki bu tür uygulamalar eninde sonunda ayağınıza dolanacak ve bedeli de çok ağır olacaktır.

24- Yeni mevzuatlar sizi kapsıyor mu kontrol edin

Vergi idaresince yapılan yeni düzenlemeler, e-Fatura, e-Defter, e- tebligat, yeni nesil ÖKC vb. Size kapsıyor mu tekrar durumunuzu kontrol edin.

25- Merak Projesini unutmayın (Risk analizi)

Vergi idaresi çok çeşitli yerlerde toplanan iktisadi verilere elektronik ortamda erişebiliyor. Aşağı yukarı tüm beyanlar, bildirimler ve ekleri elektronik ortamda alınıyor. Bu verilerin birbirleriyle çapraz kontrolleri yapılıyor. Çok sayıda noktadan gelen veriler ve beyanlar elektronik olarak gözden geçirilip sorunlu olanlar inceleme için seçilmeye başlandı. Bu nedenle gerçek faaliyet ile belgeler kesinlikle uyumlu olmalı aksi halde incelemeden kaçmak imkansız hale geldi.

26- İnceleme oranı yanılgısı

Önceleri Türkiye’de vergi incelemesine seçim, kısıtlı sayıda veriye dayanarak yapılıyordu.

Şimdi özellikle büyük firmalar (şehirde, sektörde, Türkiye genelinde, ciro, karlılık, çalışan sayısı, devreden KDV tutarı gibi birçok farklı ve ayrı kriterden MERAK ve MAKRO ANALİZ (RİSK ANALİZİ) projesi sayesinde analiz edilip riskler belirlenerek sürekli denetim ve incelemeye tabi tutulabiliyor.

27- Yeni TTK hükümleri ve IFRS

Yeni TTK hükümlerinden önümüzdeki yıl uygulamaya girecek hususlar ile uygulanmak da olan maddeleri açısından şirketinizi ve yapılanmanızı kontrol edin.

IFRS, Uluslararası Muhasebe Standartları’nın İngilizce kısaltması. Mecliste epeydir bekleyen yeni Ticaret Kanunu yasalaşırsa şirketlerinizde büyük bir değişim yaşanacak. Muhasebe standartları değişecek, raporlama ve denetim tamamen değişecek. Artık bu konuyu da gündeme almanız gerekiyor.

İşlerinizi büyüttüyseniz, Türkiye size dar geliyor, büyük ölçekli kredi almayı, yabancılara hisse satmayı, ortak almayı düşünüyorsanız gerekli hazırlıklarınızı yapın. Yeni kanun tasarısı bunun için de bir fırsat olabilir.

28- Yıllık değerlendirme toplantısı 

Uygulamada en çok rastlanan eksikliklerden biri, şirketlerin kendi müşavir ve avukatlarını yeterince iyi değerlendirememesidir. Lütfen avukatlarınızı ve müşavirlerinizi yaptığınız tüm işlerde, baştan itibaren işin içinde tutun. Yılsonlarında yıllık bir değerlendirme toplantısı yaparak şirketin sorunları ve konuları üzerinden beraberce gitmek faydalı olacaktır.

29- Yabancı şirketlerin mümessili olanlar

Son yıllarda vergi incelemelerinde Türkiye’de mümessili bulunan yabancı firmaların, Türkiye’den elde ettikleri gelirleri Türkiye’de vergilenmeye dönük eleştiriler yapılmaya başlandı.

Mümessilin, yurtdışındaki firmanın daimi temsilcisi olduğu iddia edilerek vergileme yapılmaya çalışılıyor. Tabi yabancı şirket adına yapılan tarhiyat ilk etapta Türkiye’deki mümessilden isteniyor.

30- KDV iadelerinde yaşanan sorunlar

KDV iadesi alıyorsanız zaten gün be gün sorunları yaşıyorsunuzdur. Özellikle mahsuplar uzun süre yapılmayıp, daha sonra problemler çıkarılabilmektedir.

En azından yılsonlarında mahsuplara ilişkin olarak vergi dairelerindeki durumu gözden geçirmekte, teminat verilmişse en son hangilerinin geri alındığını, ne kadarlık teminatın ne zamandan beri vergi dairesinde kalıyor olduğunu kontrol edin.

31- Ortakların yaptıkları şahsi giderleri (KKEG) yazmak da yetmeyebilir

Genel olarak yapılan bir hata, Ortakların bazı harcamaların Kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) yazılmasının vergi ile ilgili sorunları çözeceğinin düşünülmesidir.

KKEG kaydetseniz ve üzerinden kurumlar vergisi ödeseniz bile, şayet örn. bu gider ortakla ilgili bir giderse ortağa dağıtılmış kazanç olarak kabul edilip kar payı stopajına da tabi tutulması gerektiği ileri sürülebilecektir.

32- Bir şey satın alıyorsanız dikkat

Alacağınız gayrimenkuller için detaylı dosyalar oluşturun. Ödemelerinizi banka üzerinden yapın. Ayrıca resmi evraklarda da gerçek bedeli gösterin. Aksi halde para vererek aldığınız arsayı/binayı kaybetmek zorunda kalabilirsiniz.

33- Sermaye ihtiyacınız varsa artırın

İlişkili şirketlerden dönem sonu öz varlık tutarının üç katına kadar olan borçlanmaların kur farkı ve faizini gider olarak dikkate alma açısından sorun çıkmayacak.

Şayet ilişkili şirketlerden kredi kullanıyorsanız ve öz varlık rakamınız dönem sonu itibariyle azalmışsa acilen sermayeyi artırmak suretiyle öz varlık rakamını artırabilirsiniz ki kur farkı ve faizi gider olarak dikkate alma konusunda sorun yasamayasınız.

34- Ortağa borcunuz varsa ödeyin

Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) hükümleri önümüzdeki temmuz ayında yürürlüğe girecek. Yeni TTK ortakların şirketten alacakları borçla ilgili kısıtlamalar getirdiği gibi, şirketin borca batık olduğu durumlarda ortağa olan borcu sermaye gibi görüyor ve üçüncü kişilere olan borçlar ödendikten sonra son sırada ödenebileceğini ön görüyor. Ayrıca, şayet şirketten alacaklı olan üçüncü kişiler alacaklarını tahsil edemezlerse bir yıl geriye doğru ortağa ödenen borçlar dahi geri çağrılabiliyor.

35- Kâr dağıtımı konusuna dikkat

Yeni TTK ile birlikte muhasebe standartları Uluslararası Muhasebe Standartları oluyor. Şu an bilançoda görülen karlar yeni esaslara göre oluşturulacak bilançolarda aynı tutarda kalmayabilir. Bu nedenle biriken geçmiş yıl karlarınızı dağıtmayı değerlendirmenizde fayda olabilir.

36- Karlılığınız yetersizse düzeltin

İlişkili şirketlerle mal ve hizmet alımları nedeniyle oluşan kar emsale uygun mu değil mi izleyin, irdeleyin. Şayet yetersizse ilişkili şirketlerden satın aldığınız mal ve hizmetlerle ilgili düzeltme yapmanız gerekebilir. Yurt içindeki bir firma ise KDV li fatura düzenlemek gerekecektir.

Yurt dışındaki firma ise alacaklandırma notu (credit note) alınabilir. Mali İdare yakın zamana kadar verdiği yazılı görüşlerde bu tür belgeler için KDV uygulanmasına gerek yoktur diyordu. Ancak son zamanlarda yapılan incelemelerde bu konu eleştirilmeye başlandı. Katılmıyor olmakla beraber bu riskin de bilinmesinde yarar görüyoruz.

37- %05 den sorunsuz yararlanmak istiyorsanız

Yurt dışından elde ettiğiniz ihracat ve taşıma gelirlerinizin %05 ine kadar, bu işlemlerinizle ilgili belgesiz giderlerinizi matrahtan indirebilirsiniz. Yargı kararlarına göre %05 ler beyannamede doğrudan indirim olarak dikkate alınabilir. Ancak bakanlık aksi görüşte. Belgesiz harcamanın fiilen yapılmasını arıyor. Sorun yaşamadan bu imkandan yararlanmak istiyorsanız yıl sonuna kadar %05 tutarının işletme dışına çıkarılmış olması gerektiği unutulmamalıdır.

38- Boş şirketleri tasfiye edin

Yeni TTK ile şirketlerin yasal zorunluluklara uyum maliyetleri artacak görünüyor. Bu nedenle işlevsiz şirketleri tasfiye etmeye biran önce başlamakta fayda var.

39- KDV açısından yılsonunun önemi 

3065 sayılı Kanunun (29/2) nci maddesine göre, Cumhurbaşkanı tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup indirim yoluyla giderilemeyen ve tutarı Cumhurbaşkanınca tespit edilecek sınırı aşan verginin iadesinin en geç izleyen yıl talep edilmesi gerekmektedir.

Bu çerçevede mükelleflerin, indirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan iade taleplerini, en geç indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerin (yılın sonuna kadar verilen Ocak-Kasım vergilendirme dönemlerine ilişkin verilen düzeltme beyannameleri dahil) herhangi birinde iadeye konu olan KDV alanında beyan etmeleri ve indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonuna kadar standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunludur. Bu sürelere uygun olarak YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde, söz konusu YMM Raporunun, indirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren altı ay içinde ibrazı zorunludur. Bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edilir.

İade talep süresinin dolmasından sonra, geçmiş dönemler için düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle ve/veya standart iade talep dilekçesi ve ilgili belgeler ibraz edilmek suretiyle iade talep edilmesi mümkün değildir. Ancak, Tebliğin ilgili bölümlerinde aranan belgeler süresinde ibraz edilmekle birlikte, bu belgelerin muhteviyatında eksiklikler bulunması halinde, eksikliklerin bu süreden sonra tamamlanabilmesi mümkündür.

Ayrıca, 3065 sayılı Kanunun 32 nci maddesine göre, iade talebinin, iade hakkı doğuran işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar yapılması zorunludur.

Buna göre, Kanunun 32 nci maddesi ile geçici maddelerde yer alan tam istisna kapsamındaki işlemlere ilişkin iade talebinde bulunacak mükelleflerin, istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar ilgili dönem beyannamelerinde istisnaya ilişkin yüklenilen KDV sütununu doldurmaları ve en geç bu süre içinde standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunludur. Bu sürelere uygun olarak YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde, söz konusu YMM Raporunun, istisnaya tabi işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonundan itibaren altı ay içinde ibrazı zorunludur. Bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebi ivedilikle incelemeye sevk edilir.

İade talep süresinin dolmasından sonra, geçmiş dönemler için düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle ve/veya standart iade talep dilekçesi ve ilgili belgeler ibraz edilmek suretiyle iade talep edilmesi mümkün değildir. Ancak, Tebliğin ilgili bölümlerinde aranan belgeler süresinde ibraz edilmekle birlikte, bu belgelerin muhteviyatında eksiklikler bulunması halinde, eksikliklerin bu süreden sonra tamamlanabilmesi mümkündür.

40- KDV de Usul Hükümlerine Uyum

Katma Değer Vergisi Kanunu’nda usul hükümlerine uymamanın sonucu cezaya tabi olmaktan çok bazı haklardan yararlanılmamasına sebep olmaktadır. Bu nedenle her şeyden önce işlemlerin yasalarda belirtilen şekil şartlarına uyması önem arz etmektedir. Örneğin satış faturalarımızda KDV oranının gösterilmesi ve tutarının ayrıca yazılmış olması gerekmektedir. Mal ve hizmet alımlarımız karşılığında düzenlenen belgelerde aynı kurala uyulup uyulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

Belgelerde yer alan KDV tutarlarının kayıtlara doğru alınıp alınmadığı hususu da bir diğer önemli konudur. Tek düzen hesap planında yer alan 191 ve 391 hesaplarının kullanılması şarttır. Keza devreden KDV tutarı her dönem için ayrı ayrı görülebilecek şekilde kayıtlarda yer alması gerekmektedir.

Defterlerin tasdiklerinin tamam olması ve defterlerin basılmış olması hususuna da usul açısından ayrıca dikkate edilmesi gerekmektedir.

41- Yapılan Giderlerin KDV Açısından Değerlendirilmesi

a) KKEG

Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre gider olarak değerlendirilmeyen tutarlar kayıtlara alınırken genellikle kanunen kabul edilmeyen gider olarak değerlendirilmektedir. Söz konusu tutarların içerisindeki KDV’nin de ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.

b) Bağış ve yardımlar

Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinde bedelsiz verilen ayni ve nakdi değerlerin gider yazılması hususu düzenlenmiştir.

Bununla bağlantılı olarak Katma Değer Vergisi Kanununun 17. maddesinde “Sosyal Amaç Taşıyan İstisnalar” başlığı altında bir düzenleme daha yapılmış ve tanımlanan bağış ve yardımlar kısmi istisna olarak belirtilmiştir. KDV Kanununun 30’uncu maddesine istinaden kısmi istisna halinde Yüklenilen KDV, İndirilecek KDV’den çıkartılarak gider yazılması gerekmektedir.

Bu durumda, ayni yardım olarak verilen mal ve hizmet alımı için yapılan giderlerin KDV’si gider yazılacaktır.

Bu konuda düzenlenmiş bulunan Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinde belirtilen oranlara dikkat edilmesi ve gider yazılacak KDV tutarının tespit edilmesi gerekmektedir.

Her türlü yardım ve bağışın, dönemi içerisinde KKEG olarak kayıtlara alınmış olması gerekmektedir. Yılsonu değerlendirmede KKEG olarak kayıt edilen yardım ve bağışlar gider olarak dikkate alınabilmektedir. Bunun içerisinde KDV’nin de olduğu dikkate alınmalıdır.

c) İmha edilen mallar

KDV Kanunu’nun 30/c maddesinde; deprem sel ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait KDV’nin indirim konusu yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.

Dönem sonlarında imha edilen mallar ile ilgili düzeltmenin yapılıp yapılmadığına bakılması gerekmektedir. İmha edilen mal mevcut ise ve düzeltmesi de yapılmamış ise bu konuda mutlaka değerlendirme yapılması gerekmektedir.

Bu çerçevede, zayi olan mallara ait yüklenilen ve daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin, imha tarihini kapsayan vergilendirme dönemine ait 1 Nolu KDV beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına dahil edilmek suretiyle indirim hesaplarından çıkartılması gerekmektedir.

Bu konunun aksine hareket etmek isteyen firmaların beyannamelerini ihtirazı kayıtla vererek konuyu davaya taşıma ihtimalini değerlendirmeleri gerekmektedir.

d) Fireler

Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan 08.08.2011 tarih ve 60 sayılı Katma değer Vergisi Sirküleri’nde, mallarda değer kaybının ve yüklenilen KDV’nin indirim hakkının üçlü bir ayrım çerçevesinde (zayi olma, kısmi değer düşüklüğü ve fire) değerlendirildiği görülmektedir.

Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak tanımlanmaktadır.

İmalat sırasında veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi olan mal kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamak-tadır. Bu durumda, daha önce indirim konusu yapılan KDV’nin de düzeltilmesine gerek bulunmamaktadır.

Ancak, yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV’nin de indirim konusu yapılması mümkün bulunmamakta ve düzeltilmesi gerekmektedir.

Bu konunun aksine hareket etmek isteyen firmaların beyannamelerini ihtirazı kayıtla vererek konuyu yargıya taşıma seçeneğini değerlendirmeleri gerekmektedir.

e) Hurda satışları

KDV Kanununu 17-4-g maddesinde “metal, plastik, lastik, kauçuk, kâğıt, cam hurda ve atıklarının tesliminin” KDV’den istisna tutulduğu belirtilmiştir. Söz konusu ürün gruplarının içeriği ilgili tebliğler ile açıklanmıştır.

KDV Kanunu’nun 30/a maddesine göre vergiden istisna edilmiş olan malların teslimi ile ilgili alış vesikalarında gösterilen ve maliyet içinde yer alan KDV indirim konusu yapılamaz. İstisna teslimin gerçekleştiği dönemde KDV’nin düzeltilmesi gerekmektedir.

KDV Kanunu’nun 18’inci maddesi kapsamında istisnadan vazgeçilmesi durumunda ise tevkifat yapılması gerekmektedir.

f) Çalınan veya kaybolan mallar

Çalınan/kaybolan malların KDV Kanunu’nun 30/c maddesi kapsamında zayi olan mal olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, çalınan/kaybolan mallar nedeniyle yüklenilen KDV’lerin indirim konusu yapılmaması, indirilmiş ise ilgili dönemde hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.

KDV Kanunu’nun 30/d maddesinde, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları’na göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV’nin indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.

g) İthal Ürünler İle İlgili Gelen Fiyat Farklarında KDV

İthal ürünler ile ilgili olarak yılsonlarında gelen fiyat farkı faturalarında KDV ve gümrük vergisinin irdelenmesi gerekmektedir.

42- KDV açısından Defter Kayıtlarının Doğruluğu 

a) İhraçKayıtlı teslimler İle İlgili KDV

3065 sayılı KDV Kanunu’nun 11. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde gerekli düzenleme yapılmış ve İhraç Kaydıyla Satışlarda teslim tarihini takip eden aybaşından itibaren 3 ay içerisinde ihracatın yapılması ile KDV istisnasından faydalanacağı hükme bağlanmıştır. İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilmesi gereken KDV, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra mümkün olmaktadır

Söz konusu teslimler ile ilgili muhasebe kaydının ve takibinin düzenli olarak yapılması gerekmektedir. 192 hesap ile 392 hesabın karşılıklı çalıştırılması, tecil-terkin işleminin zamanında yapılması, iade alınması durumunda hesapların düzeltilmesi gerekmektedir.

b) Devreden KDV

Yıl sonunda;

KDV hesaplarının kapanmış olduğunu,

Devreden KDV tutarının KDV beyannamesi ile uyumlu olduğunun tespit ettikten sonra Devreden KDV ile ilgili olarak, yıl başındaki Devreden KDV ile yıl sonundaki Devreden KDV arasındaki farkın artması durumunda nedeninin mutlaka araştırılması gerekmektedir.

Devreden KDV’si bulunan firmaların istisnalı işlemleri var ise ve de KDV iade almamışlar ise iade almaları hususu değerlendirilmelidir. Eğer ki alınan iadenin düşüklüğünden şüpheleniliyorsa, bu konunun da araştırılması gerekmektedir.

c) Henüz Ulaşmamış Faturalarda

Katma değer vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin üçüncü fıkrası gereği, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği takvim yılı ile sınırlı olduğu unutulmamalıdır.

Bu çerçevede, ilgili faturanın bir sonraki yıl defterlerine yazılması halinde indirim konusu yapılamayacağına dikkat edilmelidir.

d) Sorumlu Sıfatı İle KDV

Dönem sonunda işlemlerin kontrolünde tevkifatın doğru hizmetler ile ilgili olarak doğru şirketlere yönelik yapılıp yapılmadığının kontrol edilmesi gerekmektedir. Alt taşeronlara yaptırılan yapım işlerinde de tevkifat yapılacağı unutulmamalıdır.

Tevkifatlı fatura düzenlenmiş ise bunların KDV beyannamesinde beyan edilip edilmediği, beyan edilmiş ise beyanın doğruluğu kontrol edilmelidir.

Yılsonu değerlendirmelerinde 2 Nolu KDV beyannamelerinin zamanında ve düzgün şekilde verildiğinin kontrol edilmesi gerekmektedir.

e) İade hesabı ile KDV Beyannamesinin Uyumu

KDV Beyannamesinin;

  • Tam istisna kapsamına giren işlemler,
  • Diğer iade hakkı doğuran işlemler,
  • İhraç kayıtlı teslimler

bölümlerinde yer alan istisnalara ilişkin “İadeye Konu olan KDV/Yüklenilen KDV” rakamlarının; şirketin defter kayıt ve belgelerine istinaden hesaplanan iade rakamları ile uyumluluğu kontrol edilmelidir.

Tenzil ettirilen tutarlarla ilgili düzeltmeler yapılmalıdır.

43- KDV Kümülatif matrahı ile Yurt içi-yurt dışı satışlar kontrolü

Ocak-Aralık dönemlerinde verilen KDV beyannamelerinde kümülatif KDV matrahı beyan edilmektedir. Bu itibarla Aralık ayı KDV Kümülatif matrahı ile Yurt içi-yurt dışı satışlar birbirine eşit olmalı değilse tutarsızlık diğer gelirler içinde yer alan KDV ye tabi gelirlerden mi kaynaklanıyor yoksa yurt içi gelirleri içinde KDV ye tabi olmayan gelirler mi var araştırıp tespit edip not alınmalı zira Bu tutarsızlık Vergi Dairesince sorulabilir.

44- KDV ile ilgili diğer Konular

a) Ciro Primlerinde KDV

Sonradan düzenlenmiş bulunan ciro primi, vade farkı, kur farkı, faiz ve primler ile ilgili faturalara dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu faturalarda yer alan KDV, indirim ve iade açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

b) Şüpheli Alacakların İçerisindeki KDV

Katma değer vergisinden kaynaklanan bir alacak için karşılık ayrılması düşünülüyorsa, Vergi usul Kanunu’nun 323. maddesinde yer alan koşullar ve başta katma değer vergisi beyannamelerinde beyan edilmesi olmak üzere 334 seri no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde konunun değerlendirilmesi gerekmektedir.

Karşılaştırmalı Mali tablolar gözden geçirilerek şüpheli alacak karşılığı değişim tutarının doğru olup olmadığı kontrol edilmelidir.

c) Gider Yansıtması

Yapılan giderin aynen yansıtılması veya daha yüksek bir tutarda yansıtılması durumunda, bu işlemlerin KDV uygulaması açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Gelir İdaresi muhtelif özelgelerinde başkasının hesabına yapılan bu harcamaların asıl sahibine yansıtılması işleminin masraf aktarımı olduğunu belirtmiş ve aktarılan masraf vergili ise, yansıtmanın da vergili olması, vergisiz ise yansıtmanın da vergisiz olması gerektiği belirtilmiştir.

Bu aktarma (Yansıtma) işleminin;

VUK’ da düzenlenen fatura veya benzeri belgeler ile yapılması gerekmektedir.

Dekont veya sıradan bir makbuzla (VUK hükümlerine tabi olmayan) yapılması halinde KDV uygulanması mümkün bulunmamakla birlikte KDV hesaplanmış olsa dahi bu KDV indirim konusu yapılamaz.

———————–

Hatırlatma:

Sirkülerimiz bilgilendirme amaçlı olup belirli bir konu hakkında genel çerçevede bilgi vermek amacını taşıdığından içerikten kaynaklanan veya içeriğe ilişkin ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.

Bu sirkümüzde yer verilen bilgiler yazının tarihi itibarıyla geçerli olup, yazı tarihinden sonra gerçekleşebilecek yasal değişiklikler, gelişecek uygulamalar ve yargı kararları ileride farklı düzenlemeleri ve değerlendirmeleri gerektirebilmektedir.

Bu nedenle konular ile ilgili karar vermeden önce profesyonel bir danışmandan görüş ve destek alınması tavsiye olunur.