Oto kiralama faaliyetiyle iştigal eden şirketin araç alım-satımında KV, KDV ve ÖTV
Oto kiralama işi ile iştigal eden mükelleflerin, satın aldıkları sıfır araçlar için ödenen özel tüketim vergisinin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı,
Satın alınan araçların iki yıl geçtikten sonra satılması halinde, satışlardan elde edilen kazancın kurumlar vergisinden istisna edilip edilmeyeceği,
Kiralama faaliyetinde kullanılmak üzere satın alınan binek otomobillerin satılması halinde KDV oranının ne olacağı,
Vergi mükellefi olmayan gerçek bir kişiden noter satış senedi ile satın alınan araç için gider pusulası düzenlenip düzenlenmeyeceği,
ile
Bu şekilde satın alınan araçların satılması halinde KDV oranının ne olacağı,
halen karıştırılan ve tereddüt edilen konulardan biridir.
Bu konuda Gelir idaresince verilen 31.07.2013 tarih ve 27575268-105[234-2012-9286]-819 sayılı özelge aşağıya çıkarılmıştır.
Özel Tüketim Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin 1/b bendinde, kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olanların ilk iktisabının bir defaya mahsus olmak üzere ÖTV ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı Kanunun “Verginin İndirimi” başlıklı 9 uncu maddesine göre, ÖTV ye tabi malların yer aldığı listedeki başka bir malın imalinde kullanılması halinde ödenen verginin, Maliye Bakanlığınca belirlenen esaslara göre ödenecek vergiden indirilmesi mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 269 uncu maddesinin 3 üncü bendinde, gemiler ve diğer taşıtların gayrimenkuller gibi maliyet bedeliyle değerleneceği, 270 inci maddesinde de mükelleflerin özel tüketim vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte serbest oldukları hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, satın alınan sıfır araç için ödenen ve indirim konusu yapılamayacak olan özel tüketim vergisinin kurum kazancının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması mümkündür.
Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:
Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde; Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli
I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1,
II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8,
Bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.
6/4/2008 tarihli ve 26839 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2008/13426 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2 inci maddesinde, KDV Kanununun 30 uncu maddesinin (b) bendine göre binek otomobillerin alımında yüklenilen katma değer vergisini indirim hakkı bulunan mükelleflerin, kiralamak veya çeşitli şekillerde işletmek üzere iktisap ettikleri ve 31/12/2007 tarihi itibariyle aktiflerinde veya envanterlerinde bulunan binek otomobillerinin iktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra teslime konu olması halinde bu teslimde % 1 oranında KDV uygulanacağı belirtilmiştir.
Yine Kanunun 30/b maddesinde ise; faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV’nin, vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV’den indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
60 sıra no.lu KDV Sirkülerinin “5.10” bölümünde konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.
Buna göre; kiralama faaliyetinde kullanılmak üzere nihai tüketicilerden satın alınan ikinci el araçların nihai tüketiciler tarafından teslimi (bu araçların müzayede suretiyle satışa konu olmaması kaydıyla) KDV’nin konusuna girmediğinden, söz konusu araçların alımında KDV ödenmeyecek olup, dolayısıyla indirim konusu yapılacak bir KDV tutarı da mevzubahis olmayacaktır.
Söz konusu binek otomobillerin satılması halinde ise bu araçların alımında KDV ödenip ödenmediğine bakılmaksızın %18 oranında KDV hesaplanacaktır.
Diğer taraftan, kiraya vermek veya çeşitli şekillerde işletmek amacıyla iktisap edilen binek otomobilinin; 31/12/2007 tarihi itibariyle işletmenin aktifinde veya envanterinde bulunması kaydıyla, iktisap tarihten itibaren 2 yıl geçtikten sonra tesliminde % 1 oranında, 31/12/2007 tarihinden sonra iktisap edilmiş olunması halinde ise, söz konusu araçların tesliminde % 18 oranında KDV uygulanacaktır.
Konuya ilişkin olarak Gelir idaresince verilen 10.01.2008 tarih ve B.07.1.GİB.0.0155/5528- sayılı özelge de de;
Kanunun 30/b maddesi faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Buna göre;
Satıcının mükellef olması ve binek otomobilin alımında ödenen katma değer vergisini indirme hakkının bulunması halinde bu teslimde % 18 katma değer vergisi uygulanacak ve satıcı tarafından beyan edilecektir.
Satıcının mükellef olması ve binek otomobilin alımında ödenen katma değer vergisini indirme hakkının bulunmaması halinde satışta % 1 katma değer vergisi uygulanacak ve satıcı tarafından beyan edilecektir.
şeklinde açık belirlemeler yapılmıştır.
Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6 ıncı maddesinde;
Kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmış olup Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde de; safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmıştır.
Aynı Kanunun “İstisnalar” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrasında kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar bentler halinde sayılmış olup, bu fıkranın (e) bendinde,
Kurumların, en az iki tam yıl süre ile aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süre ile sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmının kurumlar vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.2. İstisnanın uygulanmasına konu olacak iktisadi kıymetler” başlıklı bölümünde gerekli açılmalara yer verilmiştir.
Bu çerçevede, Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre otomobiller, istisna uygulamasına konu olacak iktisadi kıymetler arasında sayılmadığından, satışa konu edilen araçlar, şirketin aktifinde iki yıldan fazla sürede tutulmuş olsa dahi, söz konusu araç satışlarından elde edilen kazançların; anılan istisnadan yararlanması mümkün olmayıp kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.
Vergi Usul Kanunu Yönünden Değerlendirme:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu,
232 inci maddesinde tüccarların sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve aldıkları emtia veya hizmet için de fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 234 üncü maddesine göre tüccarların vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için düzenleyip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.
Buna göre;
İşletmeye alınan iktisadi kıymetlerin işletme aktifine kaydedilmesi veya çıkarılmasına ilişkin kayıtlarının Vergi Usul Kanununda düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi gerektiğinden,
Vergi mükellefi olmayan şahıslardan kiralama faaliyetinde kullanmak amacıyla alınan ikinci el araçlar için vergi mükellefi olmayan şahıslara gider pusulası düzenlemesi, satış yapan şahısların vergi mükellefi olması durumunda ise bu şahısların şirketinize fatura düzenlemesi gerekmektedir.