Kentsel dönüşümün vergi kanunları karşısındaki durumu
11 Ekim 2021 Sirkü 1584
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki 6306 sayılı kanun 2012 yılında yürürlüğe girmiştir. Kentsel dönüşüm sürecine işlerlik kazandıran vergi ve harç istisnaları vardır.
6306 sayılı Kanunda vergi, harç ve diğer konulardaki istisnalar tek tek sayılmıştır.
Bunlar;
Noter harcı istisnası,
Tapu ve kadastro harcı istisnası,
Belediyelerce alınan harçlara ilişkin istisna,
Damga vergisi istisnası,
Veraset ve intikal vergisi istisnası,
Kullanılan kredilere ait BSMV istisnası,
Döner sermaye ücreti altında alınan bütün ücretlerle alakalı istisnalar
6306 sayılı Kanun’a ilişkin uygulama yönetmeliğinin 16. maddesinin 9. fıkrasının a ve ç bentleri gereği kentsel dönüşüm alanındaki yapıların malikleri olan gerçek veya tüzel kişilerce dönüşüm öncesi ve sonrası yapılan ilk satış, devir, tescil ve ipotek tesisi istisna kapsamındadır.
Ayrıca “3470 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı” ile, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde taşınmaz maliklerine ait mevcut inşaat alanının bir buçuk katına kadar olan yeni inşaat alanında yapılacak olan konutlara ilişkin inşaat taahhüt işlerine yönelik katma değer vergisi (KDV) oranı, 30.01.2021 tarihi itibariyle geçerli olmak üzere %1 olarak belirlenmiştir.
Bir buçuk kata kadar olma şartına bağımsız bölümler yönünden değil, toplam inşaat alanı yönünden bakılacaktır. Yeni inşaat alanının mevcut inşaat alanının bir buçuk katını aşması durumunda;
– Bir buçuk katına kadar olan kısım için %1 oranında,
– Bunu aşan kısım için ise genel oranda
KDV uygulanacaktır.
Oldukça eskimiş, genellikle otoparkı ve asansörü bile bulunmayan binaların, modern, kapalı otoparklı, asansörlü ve iyi bir biçimde peyzajlanmış bahçelere sahip binalara dönüşmüş olması bu binaların büyük bir değer artışına sahip olduğunu göstermektedir.
Hal böyle olunca 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun Mükerrer 80. maddesindeki “Değer Artış Kazançları gündeme gelmektedir.
Gelir İdaresi Başkanlığınca verilen 15.11.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.07.16.01-GVK.2010.80- 357 sayılı özelge uygulamaya yön vermektedir.
Söz konusu özelge de;
Arsanın mülk sahipleri tarafından kat karşılığı şeklinde müteahhide verilmesi durumunda; kat karşılığı inşaat sözleşmesinin noterde yapılması ve durumun ayrıca tapu kayıtlarında müteahhit adına tescil edilmemesi halinde, arsanın müteahhide satışı doğmayacağından, dolayısıyla ortada herhangi bir satış işlemi de olmayacağından değer artış kazancı da oluşmayacaktır.
Öte yandan, mülk sahiplerinin, arsalarının üzerine inşaat yaptırmaları gayrimenkulün vasfını değiştireceğinden söz konusu yeni dairelerin tapuya tescili yeni bir iktisap olarak dikkate alınmalıdır. İlgili dairelerin;
1- Tamamının, iktisap tarihinden itibaren beş yıl içinde, topluca bir defada aynı kişiye satılması durumunda, ilgili kazancın, değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerektiği,
2- Söz konusu dairelerin aynı kişiye farklı tarihlerde veya farklı kişi veya tüzel kişilere aynı tarihte veyahut değişik kişi ve tüzel kişilere, değişik tarihlerde veya birbirini izleyen yıllarda satılması durumunda ticari kazanç olarak vergilendirilmesi,
Gerektiği belirtilmiştir.
—————————–
Hatırlatma:
Sirkülerimiz bilgilendirme amaçlı olup belirli bir konu hakkında genel çerçevede bilgi vermek amacını taşıdığından içerikten kaynaklanan veya içeriğe ilişkin ortaya çıkan sonuçlardan dolayı herhangi bir sorumluluk iddiasında bulunulamaz.
Bu sirkümüzde yer verilen bilgiler yazının tarihi itibarıyla geçerli olup, yazı tarihinden sonra gerçekleşebilecek yasal değişiklikler, gelişecek uygulamalar ve yargı kararları ileride farklı düzenlemeleri ve değerlendirmeleri gerektirebilmektedir.
Bu nedenle konular ile ilgili karar vermeden önce profesyonel bir danışmandan görüş ve destek alınması tavsiye olunur.